Audi’nin Tarihi

Dünyanın en önemli otomotiv markalarından olan Audi’nin tarihi; kapanma, dağılma ve tekrar birleşme gibi birçok detayı ile heyecan uyandırıyor. Köln’de bir girişimcinin hayali ile ortaya çıkıp bugünlere gelen Audi, 100 yılı aşan tarihi ile Alman otomotiv endüstrisinin liderleri arasında yer alıyor.

Audi’nin logosunda yer alan 4 halka, markanın kuruluşuna iştirak eden Audiwerke, Horch & Cie, Wanderer ve DKW’yi simgeliyor. Markanın Audi adını alması ise bir dizi rastlantıya dayanıyor.

Başlangıç: 1900’e 1 Kala

Audi isminin ortaya çıkışında August Horch’un önemi büyük. Horch, 1899 yılında Horch & Cie adlı şirketi kurdu ve otomobil üretimine başladı. Ancak bu serüven pek uzun sürmedi ve kendi kurduğu markadan ayrılmak zorunda kaldı.

Şirketin adı daha sonra Horchwerke olarak değiştirildi. Ancak Horch, otomobil üretmek istiyordu ve yeni bir markaya ihtiyacı vardı.

Audi’nin Doğumu: Dinle!

Horch, Horch & Cie’den ayrıldıktan sonra kendi markasını yaratmaya karar verdi. İlk olarak markası için Horch ismini tercih etti. Ancak 1909 yılında eski şirketi, isim hakkı nedeniyle dava açıp kazandı. Bu nedenle de Horch yeni bir isim arayışına girdi.

Horch’un çalışma arkadaşlarından birinin çocuğu, Latince konusunda uzmandı. Almanca “dinlemek” anlamına gelen “Horch” kelimesinin Latince karşılığını buldu. Ancak bir farkla: Latince “dinlemek” anlamına gelen “audire” kelimesi yerine “dinle” anlamına gelen “audi” kelimesi seçildi.

Bisikletten Otomobile: Wanderer

Johann Baptist Winklhofer ve Richard Adolf Jaenicke adlı iki tamirci, 1885 yılında Wanderer şirketini kurdu ve bisiklet üretmeye başladı. Ancak talep artışı nedeniyle otomotiv sektörü onlara çok daha cazip geldi. Ardından marka, 2 ve 3 kişilik otomobiller üretmeye başladı.

Zincirin Son Halkası: DKW

Şirketin halkasında yer alan son marka olan ve 1902 yılında kurulan DKW, ilk yıllarda buhar üzerine yoğunlaşmış bir şirketti. İlk etapta buhar armatürleri gibi sistemler geliştirdiler. Bu alanda yakaladıkları başarıyı otomotiv sektörüne aktarabilmek için çalıştılar. Ancak buharlı otomobil fikri pek rağbet görmedi.

DKW pes etmedi ve 2 zamanlı motorlar geliştirmeye başladı. Aslında bu motor, ilk etapta oyuncak bir motordu. Ancak zamanla geliştirilip düzenlendi ve motosikletlerde de kullanılabilecek hale geldi. DKW, 2 zamanlı motorun başarısı ile 1920’lere gelindiğinde dünyanın en büyük motosiklet üreticilerinden biri olmuştu.

Halkaların Birleşmesi: Auto Union AG

Almanya, Birinci Dünya Savaşı sonrasında yaşanan ekonomik çalkantılardan oldukça etkinlendi. Bu durum farklı sektörlerden birçok markayı etkiledi.

Otomotiv sektöründe de bu durumdan etkilenen markalar olan Wanderer, Audiwerke, Horch ve DKW, 1932 yılında bir araya geldi. Böylece her biri eşit ve birbirinden ayrılmaz parçalardan oluşan Audi zinciri tamamlanmış oldu. Dört markanın kurduğu birlik, Audi’nin logosunda da yer alan halkalar ile bugüne kadar geldi. Birliğin yeni adı ise Auto Union AG oldu.

Auto Union AG, kurulduğu ilk yıllarda bugün spor otomobil olarak tabir ettiğimiz modelleri üretti. Bu araçlar, Yugoslavya ve Tunus gibi farklı grand prix’lere katılıp oldukça başarılı sonuçlar elde etti.

Ancak İkinci Dünya Savaşı ile beraber Audi tarihi, diğer birçok Alman şirketi gibi değişti. Audi de diğer birçok şirket gibi ordunun ihtiyaçlarına yönelik üretim yapmaya başladı. Bu noktada da Leichter Panzerspähwagen adlı araç ortaya çıktı.

Araç, dört çeker özelliğine sahip zırhlı bir taşıyıcıydı. Oldukça başarılı bulunduğu için de binlerce üretildi.

Dağılış ve Yeniden Kuruluş: Savaşın Gölgesi

İkinci Dünya Savaşı bittiğinde Audi’nin merkezi Zwickau’da bulunmaktaydı. Sovyetler Birliği bu bölgeyi işgal etmeden hemen önce Audi’nin üst düzey yöneticileri Ingolstadt’a taşındı. Almanya bu süreçte fiili olarak ikiye bölündü.

Sonraki yıllarda ise Doğu ve Batı olarak resmen ikiye bölünmüş oldu. Audi ise taşınmayla beraber 1949’a gelindiğinde Auto Union GmbH adıyla Batı Almanya topraklarında tekrar kuruldu.

Audi bu süreçte piyasaya DKW F89 adında bir araç sürdü. 1950’den 1954 yılına kadar üretilen DKW F89, Almanya’da savaş sonrası otomotiv pazarı için yüksek sayıda üretilen ilk modeldi. Bu nedenle de oldukça başarılı oldu. Ayrıca Audi’nin bu kadar hızlı organize olabilmesi de yatırımcıların dikkatini çekti.

Flick Etkisi: Daimler-Benz Çatısı

1950’li yıllarda ünlü Alman sanayici Friedrich Flick, Mercedes’in de sahibi olan Daimler-Benz’in çoğunluk hisselerini satın aldı. Bu sırada Auto Union GmbH, Flick’in dikkatini çekti. Özellikle teknolojik açıdan markayı başarılı buluyordu. 1950’lerin sonuna gelindiğinde Auto Union GmbH, Daimler-Benz’in çatısı altına girdi.

Audi, bu süreçte daha sonra ünlenmesini sağlayacak dört zamanlı motorunu geliştirdi. Ancak Flick açısından yatırım yeterince başarılı değildi. Bu nedenle de Volkswagen Grubu ile anlaşmaya karar verdi.

Tam da bu süreçte Audi, DKW F102 adlı aracını tanıttı. Flick sayesinde oluşturulan Daimler-Benz çatısı altındayken geliştirilen gövde ve dört zamanlı motor, DKW F102’de birleşti. Araç, o dönem bir hayli beğenildi ve yaklaşık 50 bin adet üretildi.

Volkswagen Devrede: Audi 100

1960’lı yıllarda Volkswagen AG, Audi’yi bünyesine kattı ve bugüne kadar kendi bünyesinde kalmasını sağladı. Bu dönemde Volkswagen Grubu, Audi’nin teknik imkanları ile efsanevi Beetle modelinin üretimini hızlandırmayı planladı. Ancak beklenmedik bir şekilde Audi mühendisleri yeni araçlarını ortaya çıkardı.

Audi 100: Diriliş Planı

Volkswagen, Audi’yi bünyesine kattıktan sonra yeni ürün geliştirilmesine izin vermeyi reddetti ve daha fazla Beetle üretmeye koyuldu. Ancak Audi mühendisleri, kapalı kapılar arkasında Audi 100 modelini ortaya çıkardı.

Başlangıçtan Günümüze Öne Çıkan Audi Modelleri

Volkswagen Grubu tarafından Audi’nin satın alınması, bugüne kadar ulaşan Audi modellerinin doğmasını sağladı. En çok satan modellerden Audi 100, Passat’a ilham kaynağı olan Audi 80, C sınıfının simgelerinden Audi A3 ve diğer birçok model, Volkswagen çatısı altında ortaya çıktı.

Shopping Cart
Scroll to Top